Yaşamaya Çalışıyorum

Resim
  Son yazıyı yazalı epey bir zaman olmuş. İşten güçten kafamı kaldıramadım bir türlü. Yaz sezonu olduğu için ve hiç bir iş yerinde de eleman tam olmadığı için, bir birimizi idare etmek zorunda kaldık. Nefret ediyorum insanların emeğini sömüren, bu tip iş yerlerinden veya dinazorlaşmış kurumlardan. Ne demek eleman eksik, ne demek bir birimizi idare edelim. Ben buraya senin işlerin yürüsün, seni idare edeyim diye mi geliyorum. Bu nasıl bir yüzsüzlük, nasıl bir pişkinlik, nasıl bir utanmazlık. Geçimimi sağlamak için, isteyerek gelmediğim dünyada, sırf hayatımı devam ettirebilmek için geliyorum o iş yerine. Hoş senin verdiğin 3 kuruşla devam da etmiyor ya o hayat, işte birde seni idare edeyim. Aman sen çok kazan, işlerin bozulmasın. Yaşamaya yüzüm yok zaten de, bu memlekette hiç yaşayasım gelmiyor arkadaş. Nerede toplama, süprüntü, elek altı insan varsa, bu coğrafya ya toplanmış. Mikrop yuvası resmen.   Hoş hali hazırda çalışmayı seven bir insan değilim ama böyle emeğim gasp edilince de, g

Yazan İnsan Psikolojisi

Salâh BİRSEL
Bugün takip ettiğim bloğları dolaşırken, evrengünlüğün'de, güzel bir yazıya denk geldim. Günlük tutma ve blog yazmayla alakalı bir yazıydı. Salâh BİRSEL'in tuttuğu günlüklerden bahsediyordu. Yazarın, yazdığı dönemde, benimle aynı duyguları yaşamış olduğunu farkettim. Yazdığı yazıların önemsiz, değersiz olduğu hissine kapıldığını ve bunları kim neden okusun ki dediğini gördüm. Herhalde, sadece bana da olmuyor, yazan hemen herkese oluyor bu duygu. Yazının devamında, yazarın yanıldığını gösteren en önemli etken, hâlâ birilerinin okumaya devam ettiği. 

Aslına bakacak olursak, benim yazdığım gündelik yazıları veya düşünceleri kim ne yapsın diyorum zaman zaman. Hatta sırf bu his yüzünden, uzun bir dönem yazmayı bırakmışlığımda var. Tekrar dönmemin sebebi de kimse okumasada, bu yazıların bana, ilerde rehber olacağı düşüncesi. Tecrübeleri aktarmak bir bakıma yada kafamın içinde dolaşıp duran düşünceleri, buraya bağlayıp kurtulmak. Belki benim yazılarım, Salâh BİRSEL'in yazıları gibi meşhur olup, herkes tarafından okunmaz ama en azından bi dikili taşım olur şu sanal alemde.

Vakti zamanında sebaât etmediğim için hiç bir proje koyamadım ortaya. Forumlar, bloglar, youtube kanalları derken, ben hep arkadan bakar oldum. Şu sıralar, her ne kadar video içerikler ön planda olup, blog ve yazı mecraları ilkel kalmış olsada, ben bu mecrada devam etmeyi düşünüyorum. Aslına bakacak olursak, video içerik üretmek istiyorum ama hem üretecek içerik konusunda kararsızım, hemde kamera karşısına çıkacak cesaretim yok. İlk açtığım bloğa devam ediyor olsam şimdi 10-12 yaşında bloğum vardı. Hep yarıda pes etmekten, şuan ortada hiç bir şeyim yok. Radikal kararlar aldığım bu günlerde, kısa ve uzun vadeli bir çok hedef koyuyorum kendime. Bu hedefleride buraya yazarak, bir nevi kendimle yazılı bir antlaşma yapmış olacağım.

Yorumlar

  1. Ben çok küçük yaştan beri blog yazıyorum, 10 yaşını çoktan geride bıraktı blog :)
    evet, sosyal medya daha popüler oldu ama blog'umu seviyorum ben, asla bırakamam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında çok güzel bir alışkanlık, sadece ben yazmanın mantığını, biraz geç farketttim.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler

İşe Girişlerde Sağlık Raporu Karmaşası

Yeniden Çalışmaya Başlıyorum

Agar.io Yeni Efsane Oyun Yolda