Yaşamaya Çalışıyorum

Resim
  Son yazıyı yazalı epey bir zaman olmuş. İşten güçten kafamı kaldıramadım bir türlü. Yaz sezonu olduğu için ve hiç bir iş yerinde de eleman tam olmadığı için, bir birimizi idare etmek zorunda kaldık. Nefret ediyorum insanların emeğini sömüren, bu tip iş yerlerinden veya dinazorlaşmış kurumlardan. Ne demek eleman eksik, ne demek bir birimizi idare edelim. Ben buraya senin işlerin yürüsün, seni idare edeyim diye mi geliyorum. Bu nasıl bir yüzsüzlük, nasıl bir pişkinlik, nasıl bir utanmazlık. Geçimimi sağlamak için, isteyerek gelmediğim dünyada, sırf hayatımı devam ettirebilmek için geliyorum o iş yerine. Hoş senin verdiğin 3 kuruşla devam da etmiyor ya o hayat, işte birde seni idare edeyim. Aman sen çok kazan, işlerin bozulmasın. Yaşamaya yüzüm yok zaten de, bu memlekette hiç yaşayasım gelmiyor arkadaş. Nerede toplama, süprüntü, elek altı insan varsa, bu coğrafya ya toplanmış. Mikrop yuvası resmen.   Hoş hali hazırda çalışmayı seven bir insan değilim ama böyle emeğim gasp edilince de, g

İhtiyaçlar ve Lüksler


Yine kendi hayatımı düzeltme yolunda düşünüyorum. Bilgisayara heveslememle, kendimi ikna çabalarım başladı. İçimde muazzam bir savaş var. Tamamen, ikiye bölünmüş durumdayım. Bir tarafım, almam için sebepler, bahaneler üretiyor, diğer tarafım almamam için geçerli sebepler, deliller sunuyor. Yine kendi kendimle vakit geçirdiğim bi dönemdeyim yani. Ben bu iç çatışmamın arasında, hayatımla alakalı bi yeri yakaladım. Şimdilerde o konuyu düşünüyorum, iç çatışmam devam ederken.

İhtiyaçlar ve lüksler arasında gidip gelen hayatımızda, benim ve diğer insanların tercihleri çekti dikkatimi. Dünya'da her ne olursa olsun, insanlar bi şekilde hayatına devam ediyor. Özellikle ülkemizde, insanlar ne kadar maddi zorluk çekerse çeksinler, hiç bir şeyden eksik kalmıyorlar. Gerekirse borçlanıyor, krediler çekiyorlar ama yine lüks veya ihtiyaç demeden alacakları her şeyi alıyorlar. 

Bense bunun tam tersini yapıyorum. Özellikle son beş yıldır. Her maddi zorlukta veya bişeylere zam geldikçe, cebimdeki paranın alım gücü düştükçe, bende bişeylerden vazgeçiyorum. Klasik kemer sıkma politikası yani. Hal böyle olunca zamanla, kemerde delik kalmıyor, belimiz incelip kopuyor. Çok şükür, öyle bi borcum yok ama bakıyorum alacak olsam, gözümün kaldığı o kadar çok şey varki. Belkide benim hayatı, bu kadar huzursuz, mutsuz yaşamamda bu alışkanlığımdan kaynaklanıyordur. 

İnsanlar parayı araç olarak kullanıyor, bense bu şekilde amaç haline getirip, kendimden kısıyorum. Belki bende kendime harcamalar yapsam, hayata bakış açım değişebilir. Belki daha mutlu, huzurlu yaşayabilirim bu hayatı ve hatta belki antidepresana bile ihtiyacım kalmaz. Bi şekilde, bu ömür denilen zaman akıp gidiyor, kimimiz gülüp oynayarak geçiriyor, kimimiz gam kederle. Telafisi, tekrarı olmayan bu bir seferlik hayatın, tadını çıkarmak lazım sanki. Çalışıyor, didiniyorsam arada bi kendimide ödüllendirmeliyim sanki ne dersiniz? 

Yorumlar

Popüler

İşe Girişlerde Sağlık Raporu Karmaşası

Yeniden Çalışmaya Başlıyorum

Agar.io Yeni Efsane Oyun Yolda