Etme bulma düyasımı dersiniz, dinsizin hakkından imansız gelir mi dersiniz, artık ne derseniz. İnsanlar kendinden kötüsüne çatmayınca, bilemiyor. Sessiz, sakin, efendi olmak her zaman işe yaramıyor. Efendi insan, çoğu zaman keriz yurduna konuluyor. İlla sesin yüksek çıkması, dik başlı olmak gerekiyor demek ki. Gerçi burda, menfaatte çok önemli.
Yaşadığım bölge, genelde Avrupa'ya göç veren bir yer. Hemen her ailenin, bir ferdi yurt dışında. Hal böyle olunca, zengin bir memleket oluyor ve insanlar para konusunda, pekte sıkıntı çekmiyor ama hasetlik ve fesatlık hiç eksilmiyor. Tüm çocuklarını yurt dışına göndermiş, kocası ölmüş, bir sürü dul kadın var. Bu kocakarılar, yarış yapa yapa tüm çocuklarını göndermişler. Yaşlandıklarındaysa bir başlarına, koca koca
evlerde, yanlızlığa terk edilmişler. Avrupa'dan düzenli harçlıkları ve kurban paraları gelir. Tutmadıkları orucun fitresini, çocukları öder. Senede bir ayda tatile gelir, koca yazı balkonda bitirir bunların çocukları. Torunlarını çok sever gibi görünür, kafaları çekmediği için, biran önce gitsinler diye dua ederler. On bir ay milleti kınamaktan yorgun düşmüş, yaşlı bünyeleri, yazın bir ayda kınadıklarının başına gelmesiyle daha da bi yorulur, bu zatı muhteremlerin. Hele birde bunların bir gelinleri vardır ki, aman yarabbim. Dillere destan gelinleri vardır bunların. Zerre sevmezler, el kızıdır onlar için ama yalakalık konusunda, birbirleriyle yarışır bu kocakarılar. Her saniye sokranırken gelinlerine, bir yandan da yüzlerine karşı öve öve bitiremezler. Çünkü mecburlardır. Ekmeğini aşını veren o gelinlerdir. Oğullarının huzurları, o gelinlere bağlıdır. Rızkı bunlara Allah değil, töğbe haşa, gelinleri veriyordur.
Yolda geçenleri dikizleyip kınadıkları kızları, erkekleri, o bir ayda kendi çocuklarında ve torunlarında görürler ama toz kondurmaz, genç, cahil diye geçiştirirler. Allahın belası pislik insanlar. Para için yaşlarına, başlarına bakmaz her boku yerler. Yeterki işleri yürüsün, yeterki rahatları bozulmasın. Oysa on bir ay boyunca millete kan kusturur, dedikodu yapar, hatta millete kulp takıp, adını çıkarırlar. O bir ayda da resmen günah çıkartırlar. Yedikleri boklar bir bir başlarına gelir sabır ederler. Sonra yine aynı tas yine aynı hamam bildikleri gibi yaşarlar.
En azından bir ayda olsa çekiyorlar ya ona seviniyorum. Hatta bunların birde özlü sözleri var, aralarında parola gibi kullandıklar. Kaldık oğul eline yalvar deli geline diye. Bu firavunların başına ne gelse azda işte, onuda Allah biliyor.
Yorumlar
Yorum Gönder